Bütün ümitlerimi savaşta kaybettim I have lost all my hopes at the war
bir ümit ışığı a gleam of hope
Bu akşam babam evde çalışıyor. Onun için otomobilin anahtarını bana vereceğini ümit ediyorum. This evening my father is working at home. Therefore I hope that he will give me the key to the car.
Kalışınızdan memnun kalacağınızı ümit ederim I hope you enjoy your stay