İngilizce Sözlük
the age, present, modern, current nedir, the age, present, modern, current türkçesi
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
the age, present, modern, current ne demek
the age, present, modern, current : zamane
son yapılan çeviriler
uzak durmak
özel muhasebe
zamane
cebrieli ekleme
cankurtaran
kanıtlayan
kenar kenara
asfalt aşınma tabakası
muharebe hava meydanı
nakliye şirketi
kapıcı masrafları
toz halinde kar
kolay işlenebilir beton karışımı
denk empedans
de örülmüş
mineral boyarmadde
orospu
haberli
zırhlı kapı
sermaye hesabındaki bakiye