İngilizce Sözlük
commensurate nedir, commensurate türkçesi
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
commensurate ne demek
commensurate : orantılı
commensurate : uygun
uygun ile ilgili cümleler
Servis uygun değil
Service unavailable
bulunduğu yere hiç uygun olmayan kimse
a round peg in a square hole
uygunsuz bir saatte
at an unearthly hour
Bu modelin fiyatı uygundur
This model is reasonably priced
Bu dizüstü bilgisayarın fiyatı çok uygundur
This laptop is a good price
son yapılan çeviriler
orantılı
deneyim
havari
Undershoot
gizlenmek
demiryolu kılavuzu
kurtçuk
dans
kalp pili
ağır makinalı tüfek
ters tarafından kalkmak
ısı değişikliği
frekans atama
keyfi yerinde
kümülüs konjentus
kaptan
gücü yetmek
beton gergi
aldırmak
gecikme faizi