İngilizce Sözlük
fez nedir, fez türkçesi
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
fez ne demek
fez : fes
fes ile ilgili cümleler
Profesör öğrencilerinle konuşuyor
The professor is talking with your students
Profesör Amerikan edebiyatı dersi veriyor
The professor is giving a lecture on American literature
Bir profesör ile konuşuyoruz
We are talking to a professor
Efes batı anadolunun önemli bir ticari merkezidir
Ephesus is the important commercial center of the western Anatolia
uzun taşıma mesafes
a long haul
son yapılan çeviriler
fes
birini haşlamak
durmadan
kesirler cismi
çift pistonlu motor
güneşçil bitkiler
(bir yerde) birdenbire durmak
hassas tarama
aman bilmez
ikisinden biri
bkz. Common Programming Interface
saf altın
dağıtma çeliği
birey
plato
bedel olarak
açlık
potasyum asetat
huysuzluk
çıplak