İngilizce Sözlük
profound nedir, profound türkçesi
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
profound ne demek
profound : derin
profound : yoğun
yoğun ile ilgili cümleler
Çok yoğunum
I am snowed under
Yılbaşı dönemi bizim için en yoğun dönem
Christmas is our busiest season of the year
yük yoğunluğu
charge density
salt okunur yoğunteker
compact disk read-only memory
yoğunteker
compact disk
son yapılan çeviriler
derin
anot ızgara kapasitesi
şekil açıklaması
tuvalet masası
çekişmeli erişim
reformculuk
klorik
ağzını sıkı tutmak
patlayan değişen yıldız
yük arabası
en dıştaki
fiyort
gemi kumanya beyannamesi
bir tür morina balığı
telsizci
koşullu sapma komutu
mastar
soğuk hava ünitesi
radyoaktiflik
uyumsuz kıvrım