İngilizce Sözlük
steadfast nedir, steadfast türkçesi
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
steadfast ne demek
steadfast : sadakatli
son yapılan çeviriler
sadakatli
hayran
çarpma kuvveti
Şili
mantar conta
hidrokarbon reçineler
üzüm yetiştirip şarap yapan kimse
asfalt döşeme
yankı kırpışması
öksürükle/hapşırıkla hastalık bulaştırma
iflasın eşiğinde olmak
otluk
konsolos ile ilgili
boksit
kuvars prizma
acemice veya samimi olmayan kompliman
alçak frekans empedans düzelticisi
gaz yağı
fırın atmosferi
hippi